Akademik Teşvik Ödeneği
- Kategori : Bağımsız Notlar
- 1 Yorum
Türkiye’de sosyal bilim alanındaki akademik yayınları devlet kabaca üç kanaldan destekliyor. Birincisi Tübitak üzerinden SSCI’nın taradığı dergilere yapılan yayın desteği (UBYT Yayın Teşvik Programı), ikincisi üniversitelerin kendi yayın destek programları, üçüncüsü Aralık 2015 ile birlikte uygulamaya giren “Akademik Teşvik Ödeneği”. Üçü bir arada düşünüldüğünde önceki yıllara göre devletin sosyal bilimdeki akademik çalışmaları önemli ölçüde desteklemeye başladığı rahatlıkla söylenebilir.
Sosyal bilim özelinde Akademik Teşvik Ödeneği’ne odaklanarak bir değerlendirme yapmak gerekirse şu noktalar öne çıkıyor.
1. Akademik Teşvik Ödeneği faaliyetlerde 30 puan ve üzeri toplayan akademisyenlere unvanlarına göre değişen oranlarda maddi destek veriyor. 30 puanı topladığınızda örneğin doçent unvanına sahipseniz aylık maaşınıza yansıyacak şekilde 2015 rakamları ile 197 TL alıyorsunuz. En fazla olan 100 puanı toplarsanız 658 TL alabiliyorsunuz. Bu bir yılı kapsadığı için 30 puan size 2.364 TL getirirken, 100 puan 7,896 TL getiriyor.
2. Faaliyet ve Puan Tablosundaki 9 farklı kategorinin her birinden en fazla 30 puan toplayabiliyorsunuz (30’ün üzerine çıkan puanlar sayılmıyor (Madde 7/3) Patent, Sergi Tasarım gibi kategoriler pek sosyal bilimcilere göre değil ve en çok kullanılacak kategoriler Yayın, Atıf ve Tebliğ kategorileri ve hepsinden tam puan alsanız 90 puan yapıyor. Puanı her yıl 100e tamamlamak bir hayli zor. Fakat biraz gayret gösteren her akademisyen en azından Yayın ve Tebliğ kategorileri ile kolayca 50’nin üzerine çıkabilir.
3. Yayın kategorisinde en fazla puanı uluslararası kitap yazmadan alıyorsunuz ve bir kitap size 30 puan olarak geri dönüyor. Fakat bir bütün olarak bakıldığında bu kategoride akademik kalite doğrultusunda rekabeti engelleyecek 2 temel sorun mevcut.
3a. Ulusal Kitap içinde bir bölüm yazan kişi 30 puanın % 25’ini alıyor yani 7,5 puan, 4 adet böyle bir bölüm yazarak yayın kategorisindeki maksimum puanı alabilirsiniz. Fakat sosyal bilim alanında etki faktörü en yüksek SSCI bir dergide yayın yaparsanız alacağınız puan 30’un % 40’ı yani 12 puan. Burada ciddi bir şekilde kalitesiz yayınların desteklenmesini besleyecek bir açık bulunuyor.
3b. SSCI dergiler arasında bir ayrıma gidilmemiş, örneğin alanın en önemli dergisinde makale basmakla, SSCI’a girebilmiş ama makale basmanın göreli kolay olduğu düşük kalite bir dergide makale basmanın getirisi aynı.
Bu iki temel açık diğer iki yayın teşvik sistemi düşünüldüğünde bir ölçüde kapatılmış gibi duruyor. Örneğin SSCI dergi olup göreli olarak kolay basılabilecek etki faktörü ortalarda bir yerde olan dergide makale bastığınızda TÜBİTAK üzerinden bir teşvik alıyorsunuz. Misal Turkish Studies dergisinde bir makaleniz çıktığında 2015 yılı için 1630 TL alıyorsunuz. Bu neredeyse 30 puanlık performansla bir yıl içinde alacağınız toplam teşvike yakın. Yine aynı makaleye üniversitenizin yayın teşvik programından da bir miktar destek alabilirsiniz.
Fakat bu ayrıntı, Akademik Teşvik Ödeneği’ndeki yayın kategorisinde yukarıda bahsettiğim dengesizliğin kalitesiz yayınları fonlama tehlikesini bertaraf etmiyor. Buna ortadan kaldırmaya ilişkin oranlamalarda bir değişikliğe gidilebilir.
4. TÜBİTAK ve üniversitelerin yayın teşvikleri yayınlara verilen atıfları kapsamıyordu. Dolayısıyla Akademik Teşvik Ödeneği bu alanı kapsayarak önemli bir açığı kapatmış oldu. Burada 30 puanı toplamak yayın kategorisi kadar kolay değil. Örneğin, bir yıl içinde sizin yazarı olmadığınız ulusal kitaplarda eserlerinize 50 adet atıf almanız gerekiyor. Fakat yine de bu kısmın açıkları yok değil.
4a. Örneğin her sayısında yüzlerce makale basan ve sürekli makaleler arası referans veren Sila Science dergileri tarzı dergicilik bir nevi fonlanmış oluyor. Bu dergiler üzerinden atıflarda toplanması gerek 30 puanı toplamak çok kolay. Bunu engellemenin yolu en azından Türkiye kökenli dergilerin Ulakbim tabanı tarafından taranması şartı koşulabilir. Dünyanın başka yerlerindeki benzeri dergiler için yapacak bir şey yok.
4b. Yine atıf kısmında da SSCI dergiler ve etki faktörü yüksek dergilerden gelecek atıflara pek bir önem verilmemiş. Bu dergilerden herhangi birinden gelecek bir atıf 1,5 puan getirirken, ulusal bir kitapta size yapılan atıf 0,6 puan getiriyor. Örneğin ulusal yayınevinden çıkan bir kitapta size 10 atıf yapılmışsa 6 puan alabiliyorsunuz. Bu da bir hayli imkanlı ve kolay gerçekleşebilecek bir durum.
5. Tebliğ kısmının göreli adil düzenlendiği söylenebilir. Ama bu kısmın tıpkı yayınlar gibi 30 puan toplama imkanı vermesi ciddi ölçüde adaletsiz bir durum. “Kongre turizmi” kavramından da anlaşılacağı üzere zahmet istemeyen bir kongre tebliği sunmakla (hele sadece özeti yayınlanan bir tebliğ sunuyorsanız) nitelikli bir akademik yayın arasında hiçbir bir fark gözetmiyor.
6. Genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, Akademik Teşvik Ödeneği akademisyenlerden nitelikli işler yapmasını değil herşeyden nicelik olarak yeterince bir şeyler yapmasını bekleyen bir özelliğe sahip. Örneğin alanınızın en önemli dergisinde bir makale basma (ya da sağlam bir yayınevinden bir kitap çıkarma) noktasında sizi motive etmiyor. Aksine daha çok üretmek konusunda bir motivasyona sahip. Bu ürettiklerinizin nitelikli olup olmamasına bakmıyor. Bu genel yoruma atıfların dikkate alınması noktasında itiraz edilebilir. Örneğin nitelikli bir şey yaptığınızda atıf alacağınız için dolaylı olarak ödenek kaliteli yayını destekliyor denilebilir. Fakat bu durum yukarıda örneğini verdiğim Sila Science tarzı dergicilik göz önüne alındığında suistimale fazlasıyla açık.
[…] içermektedir. Başlıcaları aşağıdaki gibidir. (2015 yılında yayımlanan teşvik ödeneğini buraya yıklayarak […]